The export of arms was not allowed.
- Silah ihracatına izin verilmedi.
Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
- İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
Thus, the ethical issue remains: Should cigarette makers be allowed to target global markets?
- Bu yüzden, etik sorun devam ediyor: sigara üreticilerine hedef küresel pazarlara izin verilmeli mi?
One of the big issues in the campaign was taxes.
- Kampanyadaki en büyük konulardan birisi vergiydi.
That sounds reassuring.
- O güven verici görünüyor.
The first paragraph is reassuring.
- İlk paragraf güven vericidir.
After a heated discussion, a compromise was adopted. Smokers will be allowed to smoke in the smoking corner.
- Hararetli bir tartışmadan sonra,uzlaşma sağlandı.Sigara içme köşesinde sigara içenlerin sigara içmesine izin verilecek.
Talking in the library is not allowed.
- Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
Mary terminated our friendship.
- Mary dostluğumuza son verdi.
If we place an order for more than 20 units, would you reduce the price?
- 20 kişiden fazla sipariş verirsek, fiyatta indirim yapıyor musunuz?
I am very happy to see you.
- I'm very happy to see you.
I am very happy to see you.
- I'm very glad to see you.
Tatoeba'nın yeni sürümünü görmeye çok sabırsızlanıyorum.
- I'm very impatient to see the new version of Tatoeba.
Eski sürümleri kontrol edin.
- Check for old versions.