Science is the belief in the ignorance of experts.
- Bilim uzmanların cehaletine inançtır.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.
Polish specialists work in Africa.
- Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.
Dieticians are experts in the food industry.
- Diyetisyenler yemek branşında uzmandırlar.
Tom should consult an expert.
- Tom bir uzmana danışmalı.
I'm not a specialist.
- Ben bir uzman değilim.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
Tom is an authority in his field.
- Tom, alanında bir uzmandır.
He's an authority in his field.
- O, alanında bir uzmandır.
Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
- Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
You need a professional to translate this.
- Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.
Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy!
- Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!
Don't you trust the weathermen?
- Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
The judges haven't yet picked the best book.
- Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.
He is a good judge of horses.
- O, atlarla ilgili iyi bir uzmandır.
We are looking for someone who is proficient in French.
- Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.
Which foreign language are you most proficient in?
- En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?