Definition von used to. im Englisch Türkisch wörterbuch
- alışkın olmak
- (eskiden) -erdi
- alışkın
Yalnız yaşamaya alışkın.
- She is used to living alone.
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to getting up early.
- alışkan
- öğür
- -ardı
- alışık olmak
- yapardı
Her sabah yürüyüş yapardım.
- I used to take a walk every morning.
Bir üniversite öğrencisi iken öyle yapardın.
- You used to do so when you were a university student.
- kullan
O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
- That's the computer he used to write the article.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
- ederdi
Mary, Tom'la evlenmeyi hayal ederdi.
- Mary used to dream about marrying Tom.
O, bana Tom olarak hitap ederdi.
- She used to address me as Tom.
- Be used to.
- alışkın olmak
- in the habit of
- alışkanlık olarak
- used to
- geçmiş zamanda yapılan
- used to
- alışık
Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.
- Mr Kaifu is used to making speeches in public.
Bu ısıya alışık değilim.
- I'm not used to this heat.
