Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
 - This is a good book, but that one is better.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
 - This is a good book, but that is better.
İngilizceni geliştirmek istiyorsan onun konuşulduğu ülkelere gitsen iyi olur.
 - If you are to improve your English, you had better go to countries where it is spoken.
Kendimi geliştirmek istiyorum.
 - I want to better myself.
Ben kahveyi daha çok severim.
 - I like coffee better.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
 - I like coffee better than tea.
Tom ondan daha iyi yapmak zorunda kalacak.
 - Tom is going to have to do better than that.
Dünyamızı daha iyi yapmak için çalışalım.
 - Let's try to make our world better.
Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
 - We know we can do better.
Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım, onu, onun yapabildiğinden daha iyi şekilde yapamam.
 - No matter how hard I try, I can't do it any better than she can.
Nereye gidersen git evinden daha güzel bir yer bulamazsın.
 - Wherever you may go, you will not find a better place than your home.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
 - Compared to yesterday, the weather is better today.