two times

listen to the pronunciation of two times
Englisch - Türkisch
iki kez

İki kez otobüs değiştirmek zorundayım. - I have to change buses two times.

Kyoto'da iki kez bulundum. - I've been to Kyoto two times.

iki misli
iki katı
two times two is four
iki kere iki dört
twice
iki kere

Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder. - A book worth reading is worth reading twice.

Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu. - Tom shot Mary twice in the leg.

twice
iki katı

Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük. - Your income is about twice as large as mine is.

Benim iki katım kadar yaşlıdır. - He is twice as old as I.

twice
iki kez

Dişlerini günde en az iki kez fırçala. - Brush your teeth twice a day at least.

Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım. - I've climbed Mt. Fuji twice.

twice
iki defa

İki defa aynı hatayı yaptı. - He has made the same mistake twice.

Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin. - You don't have to tell Tom twice to do something.

twice
köhne
twice
çok söylenmiş
twice
twice iki defa söylenmiş
twice
eskimiş
twice
iki kat, iki misli
two time
ikili oynamak
two time
ihanet etmek
two time
faka bastırmak
two time
aldatmak (eş)
two time
aldatmak
Englisch - Englisch
twice, on two different occasions
twice

I've been to Boston twice. - I've been to Boston two times.

If I were you, I wouldn't think twice — but thrice. - If I were you, I wouldn't think two times, but three times!

two times
Favoriten