Her sabah erken kalkmaya gayret edeceğim.
- I'll make an effort to get up early every morning.
Gayretin övgüye şayan.
- Your effort deserves praise.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Çabalarının başarıyla sonuçlanacağından eminim.
- I'm sure your efforts will result in success.
Yabancı dil bilgisi, beyin etkinliğini uyarır.
- Knowledge of foreign languages stimulates brain activity.
Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı.
- It was a collaborative effort.
Çalışma çok fazla enerji alır fakat bu çabaya değer.
- Study takes a lot of energy, but it is worth the effort.
Hiçbir şey çaba harcamadan ölümlülere verilmez.
- Nothing is given to mortals without effort.
Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
- Tom made no effort to apologize.
Ekonomiyi canlandırmak için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.
- We must do everything we can to stimulate the economy.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.
O ders beni gerçekten teşvik etti.
- That lecture really stimulated me.
Övgü öğrencileri çok çalışmaya teşvik eder.
- Praise stimulates students to work hard.
Harcanan para ekonomiyi canlandırıyor.
- Spending money stimulates the economy.
Hayal gücümü canlandırdı.
- It stimulated my imagination.
... and has all brain we close down to further stimulate if you checked it ...
... individually in response to different needs and stimulate he also believe this ...