Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
 - Tom really wants to improve.
Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
 - The priest tried to improve the people's morals.
Ben İngilizcemi ilerletmek istiyorum.
 - I want to improve my English.
Macarcamı ilerletmek istiyorum.
 - I'd like to improve my Hungarian.
Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
 - Garlic is used to improve the taste of food.
Durumu düzeltmek için daha çok çalışmalıyız.
 - To improve the situation, we must work harder.
Çevreyi iyileştirmek için.
 - In order to improve the environment.
Dan eski kütüphanesini iyileştirmek için yerel vakıflardan fon aldı.
 - Dan received funds from local foundations to improve his old library.
Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
 - Tom really wants to improve.
Rahip insanların maneviyatını geliştirmek için çalıştı.
 - The priest tried to improve the people's morals.