Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir.
 - Every year, a hundred and fifty thousand tourists come to this island to enjoy the impressive scenery and the wonderful beaches.
Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
 - All animals, except man, know that the principal business of life is to enjoy it.
Güzel manzaranın tadını çıkarmak için fazla hızlı sürdük.
 - We drove too fast to enjoy the beautiful scenery.
Bu anın tadını çıkarmak istiyorum.
 - I want to enjoy this moment.
Tom ve Mary yağmurda yürümekten zevk almadı.
 - Tom and Mary didn't enjoy walking in the rain.
Para harca ve hayattan zevk al!
 - Spend money and enjoy life!
O, çok eğlenceli parti için ev sahibine teşekkür etti.
 - He thanked the host for the very enjoyable party.
Tom sadece güneşte oturmayı ve müzik dinlemeyi oldukça eğlenceli buldu.
 - Tom found it pretty enjoyable just to sit in the sun and listen to music.