to cause to break apart into splinters

listen to the pronunciation of to cause to break apart into splinters
Englisch - Türkisch

Definition von to cause to break apart into splinters im Englisch Türkisch wörterbuch

splinter
paramparça etmek
splinter
{i} kıymık

Tom'un parmağında bir kıymık vardı, bu yüzden onu çıkarması için Mary'nin ona yardım etmesini rica etti. - Tom had a splinter in his finger, so he asked Mary to help him get it out.

El tırnak altları, kıymık batmasının en acı verdiği yerlerden biridir. - One of the most painful places to get a splinter is under the fingernail.

splinter
paramparça olmak
splinter
ufak gruplara bölmek
splinter
ufak gruplara bölünmek
cause to break
kırılmasına neden ol
cause to break
kırılmasına neden olmak
cause to break
kırdırmak
splinter
bölüntü
splinter
(isim) kıymık
splinter
ince ve ufak tahta parçası
splinter
{f} parçalanmak
splinter
(Tıp) Deri içine saplanan sivri uçlu küçük tahta, metal, cam v.s. parçası, kıymık
splinter
{f} dağılmak
splinter
{f} parçalamak
splinter
parçalan/parçala
splinter
(Tıp) Kırık sonucu kemikten ayrılan sivri uçlu küçük parça, sivri kırık parçası
splinter
kıymıklı
splinter
{f} yarmak (uzun)
Englisch - Englisch
splinter
to cause to break apart into splinters
Favoriten