to be pained or distressed; to grieve; to mourn

listen to the pronunciation of to be pained or distressed; to grieve; to mourn
Englisch - Türkisch

Definition von to be pained or distressed; to grieve; to mourn im Englisch Türkisch wörterbuch

yearn
{f} özlemek
yearn
{f} çok arzu etmek
yearn
yanıp tutuşmak
yearn
hasretini çekmek
yearn
can atmak
yearn
çok istemek
yearn
görmek için can atmak
yearn
hasretini çek

Sürgün, evinin hasretini çekiyordu. - The exile yearned for his home.

yearn
istemek
yearn
sevgi beslemek
yearn
{f} hasret olmak
yearn
özlem duy

Üniversiteye özlem duyuyorum. - I yearn for the university.

Her yerde insanlar dünya barışına adanmış kamu liderleri için özlem duyuyorlar. - People everywhere yearn for public leaders dedicated to world peace.

yearn
hislenmek
yearn
{f} gözünde tütmek
yearn
{f} burnunda tütmek
yearn
müteessir olmak
yearn
yearn for arzulamak
Englisch - Englisch
yearn