to be estranged or alienated

listen to the pronunciation of to be estranged or alienated
Englisch - Türkisch

Definition von to be estranged or alienated im Englisch Türkisch wörterbuch

strange
tuhaf

Öyle ucuz bir otelde misafir edilmesi tuhaf. - It is strange that he should be put up at such a cheap hotel.

Olabildiğince tuhaf, o ölü olduğu söylenilen biriyle karşılaştı. - As strange as it may be, he met with somebody who is said to be dead.

strange
{s} garip

Onlar orada garip bir hayvan gördü. - They saw a strange animal there.

O bana biraz garip geldi. - It's a bit strange to me.

strange
{s} yabancı

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Adam tam bir yabancıydı. - The man was a total stranger.

strange
{s} acayip

Onları hayat görüşü acayip görünebilir. - Their view of life may appear strange.

İnsanlar artık erkeklerin saçlarını uzatmalarına acayip olarak bakmıyorlar. - People no longer consider it strange for men to let their hair grow long.

strange
{s} bilinmeyen

Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır. - His hobby is collecting strange butterflies.

strange
{s} acemi
strange
yabancılık
strange
yadırgı
strange
acayiplik
strange
görülmemiş
strange
şaşılası
strange
tecrübesiz
strange
alışık olmayan
to be estranged
uzaklaşmış olmak
strange
{s} işe yabancı
Englisch - Englisch
strange
to be estranged or alienated

    Silbentrennung

    to be es·tranged or al·ien·a·ted

    Türkische aussprache

    tı bi estreyncd ır eyliıneytıd

    Aussprache

    /tə bē eˈstrānʤd ər ˈālēəˌnātəd/ /tə biː ɛˈstreɪnʤd ɜr ˈeɪliːəˌneɪtəd/
Favoriten