the ocean, an inland water, deluge

listen to the pronunciation of the ocean, an inland water, deluge
Englisch - Türkisch

Definition von the ocean, an inland water, deluge im Englisch Türkisch wörterbuch

sea
{i} deniz

Geçen yıl üç ay boyunca denizdeydi. - Last year, he was at sea for three months.

Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim. - When I was a child, I often went swimming in the sea.

sea
{i} derya
sea
{i} dalga

Denizin dalgaları bana onu şiirini dinletti. - The sea's waves have made me hear her poem.

Karadeniz'in dalgalarını severim. - I like the waves of the Black Sea.

sea
istrongilos
sea
sea breeze denizden esen rüzgar
sea
umman
sea
Smaris alcedo
sea
sea anemone deniz şakayığı
sea
Actiniaria
sea
deniz gibi geniş olan herhangi bir şey
sea
{s} denizle ilgili
sea
(Askeri) AIR-LAND TEAM: DENİZ-HAVA-KARA TİMİ: Konvansiyonel olmayan ve milis harekatı yapacak şekilde özel eğitilmiş ve teçhizatlandırılmış ve müttefik ülkelerin personelini böyle harekatta gözetleme ve keşif dahil sularda, derelerde ve kıyı bölgelerinde eğiten bir subay grubu. Genelde SEAL timi olarak bilinir. (SEAL: Karada, denizde harekat yapabilen ve paraşütle atlayabilen komando)
Englisch - Englisch
{n} sea