Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
- One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
Herkesin kendi karakteri var.
- Everyone has a character of his own.
Hayaller kişiliklerimizin mihenktaşıdır.
- Dreams are the touchstones of our characters.
Onda kişilik sorunu var.
- She has a character defect.
Japonya'nın birçok farklı özellikleri var.
- Japan has many different characteristics.
Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
- The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
Acılık ve intikam benim karakterimin bir parçası değildir. Hayat çok kısa. Bir insanın acılık ve intikam üzerine zaman harcamaması gerekir.
- Bitterness and revenge are not part of my character. Life's too short. One shouldn't spend time on bitterness and revenge.
O iyi bir insan sarrafı.
- He's a good judge of character.
Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
- José showed himself to be a person of bad character.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
- The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
- She has totally changed her character.
O kişilikli bir insandır.
- He is a man of character.
n harfi küçük bir harftir.
- The letter n is a lower-case character.
We saw a shady character slinking out of the office with some papers.
He is quite a character.
- He's quite a character!
I'm already able to write Chinese characters.
- I am already able to write Chinese characters.
... a character or a situation through words, and the right combination of words, and the ...
... truly the way to build the character of our community of ...