Definition von the act of consuming food im Englisch Türkisch wörterbuch
- feeding
- besleme
Köpeğini fıstık ezmesi ile beslemeyi hiç düşündün mü?
-Have you ever tried feeding your dog peanut butter?
Köpeğimi dondurma ile beslememde bir sorun olur mu?
-Is there any problem with feeding my dog ice cream?
- eating
- {f} ye
- eating
- {i} yemek
Gerçek yemek yeme yerine, sadece tüm gün abur cubur yedik.
-Instead of eating real food, we just ate junk food all day.
Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.
-In the end, we ended up eating at that shabby restaurant.
- feeding
- {f} besle
Köpeğimi dondurma ile beslememde bir sorun olur mu?
-Is there any problem with feeding my dog ice cream?
Köpeğimi ne tür mamayla beslemeliyim?
-What kind of food should I be feeding my dog?
- eating
- yiyerek
Japon yemeği yiyerek büyüdüm.
-I grew up eating Japanese food.
Meksika yemekleri yiyerek yetiştirildim.
-I was raised eating Mexican food.
- feeding
- (Elektrik, Elektronik) Değişik noktalardan (genellikle iyonosfer) gelen radyo dalgalarının fazlarının,herhangi bir noktada birbirini destekleyecek ya da zayıflatacak yönde bulunmaları sonucunda alınan sinyal kuvvetindeki artma ya da azalma
- feeding
- besleyerek
- the act of
- eyleminin
- eating
- {i} yenilmeye uygun
- eating
- {i} yemelik
- eating
- {i} yıpratıcı
- feeding
- {i} bakma
- feeding
- {i} geçindirme
- feeding
- {i} doyurma
- feeding
- (Tıp) Gıda, yemek, besin