Birçok büyük insan gençliklerinde zorluklardan geçmişlerdir.
 - Many great men went through hardship during their youth.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
 - Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
 - Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Malezya'daki gençlik Kore ve Japonya'daki ünlülerden gerçekten hoşlanıyor.
 - The youth in Malaysia really like Korean and Japanese celebrities.
Gençler bahçede yerler.
 - The youth eat in the garden.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
 - Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.