telaşlı telaşlı

listen to the pronunciation of telaşlı telaşlı
Türkisch - Englisch

Definition von telaşlı telaşlı im Türkisch Englisch wörterbuch

telaşlı
disconcerting
telaşlı
hectic

He leads a hectic life. - O telaşlı bir hayat sürüyor.

Tom leads a hectic life. - Tom telaşlı bir hayat sürüyor.

telaşlı
uptight
telaşlı
bustling
telaşlı
done in a hasty, hit-or-miss way
telaşlı
fussy

Tom was a fussy baby. - Tom telaşlı bir bebekti.

Tom isn't very fussy. - Tom çok telaşlı değildir.

telaşlı
discomposedly
telaşlı
hurried
telaşlı
disconcerted

Tom looked somewhat disconcerted. - Tom biraz telaşlı görünüyordu.

telaşlı
excited
telaşlı
in a hasty, hit-or-miss way
telaşlı
flurried
telaşlı
excitable
telaşlı
flurried, hectic, agitated, anxious, precipitate
telaşlı
feverish
telaşlı olma
excitability
telaşlı olmak
have a hectic time
titiz ve telâşlı tip
old maid
Türkisch - Türkisch
Aceleci bir biçimde, telâş göstererek
telaşlı
Telaş eden, telaşa düşen: "O akşam yine aynı telaşlı ses beni merdiven başında durdurdu."- Y. Z. Ortaç
telaşlı
Telâş eden, telâşa düşen
telaşlı telaşlı
Favoriten