O, İngiliz Kanalında yüzmüş tek Amerikalı.
- He is the only American to have swum the English Channel.
Geçen yazdan beri yüzmedim.
- I haven't swum since last summer.
O, yüzmekten korkuyor.
- He is afraid of swimming.
Bu nehir içinde yüzmek için tehlikelidir.
- That river is dangerous to swim in.
John yüzme kulübündedir.
- John is in the swimming club.
Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- I prefer swimming to skiing.
Tom ve Mary bankta oturdular, insanların yüzüşünü izlediler.
- Tom and Mary sat on the bench, watching people swim.
O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi.
- She watched the children swimming in the pool.
Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to swim.
John yüzme kulübündedir.
- John is in the swimming club.
Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş.
- It's impossible to cross the river by swimming. It's too wide!
Tom nehri yüzerek geçmek için yeterince iyi bir yüzücü değil.
- Tom isn't a good enough swimmer to swim across the river.
I'm going for a swim.
Sink or swim.