Florida'yı terkettiğimden beri okyanusta yüzmedim.
- I haven't swum in the ocean since I left Florida.
Tom bizim havuzda hiç yüzmedi.
- Tom has never swum in our pool.
O yüzmek için denize gitti.
- He went to sea to swim.
O, yüzmekten korkuyor.
- He is afraid of swimming.
Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır.
- In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.
John yüzme kulübündedir.
- John is in the swimming club.
O, çocukların yüzüşünü izledi.
- He watched the boys swimming.
O, onun yüzüşünü izledi.
- She watched him swim.
Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.
- I don't know how to swim.
Tom nehri yüzerek geçmek için yeterince iyi bir yüzücü değil.
- Tom isn't a good enough swimmer to swim across the river.
O nehri yüzerek geçmek istedi ama başarısız oldu.
- He wanted to swim across the river, but he failed.
I'm going for a swim.
Sink or swim.