Türkisch - Englisch
Definition von spikeri im Türkisch Englisch wörterbuch
- spor spikeri
- sports announcer
Who's your favorite sports announcer?
-Favori spor spikerin kimdir?
Tom would like to become a sports announcer.
-Tom bir spor spikeri olmak ister.
- spiker
- commentator
- spiker
- announcer
The announcer spoke English.
-Spiker İngilizce konuştu.
The mother of that child is an announcer.
-O çocuğun annesi bir spiker.
- spiker
- newsman
- spiker
- presenter
- haber spikeri
- newscaster
The newscaster puts too much emphasis on the food crisis.
-Haber spikeri gıda krizine çok fazla vurgu yapıyor.
Who's your favorite newscaster?
-Gözde haber spikerin kimdir?
- haber spikeri
- newsreader
- hava durumu spikeri
- weatherman
- maç spikeri
- commentator
- spiker
- radio, television announcer
- spiker
- speaker
They laughed the speaker down.
-Onlar spikeri gülerek susturdular.
She is a good English speaker.
-O, iyi bir İngiliz spikerdir.
- spiker
- announcer; commentator
- televizyon haber spikeri
- tv newsman
- televizyon spikeri
- (Basın) television broadcaster
- televizyon spikeri
- tv announcer
- televizyon spikeri
- television announcer
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von spikeri im Englisch Englisch wörterbuch
- spiker
- n the attacker 扣çƒæ‰‹ã€‚
- spiker
- n the attacker
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von spikeri im Türkisch Türkisch wörterbuch
- SPİKER
- (Osmanlı Dönemi) ing. Konuşmacı. Radyo programlarını takdim eden, haber bültenlerini okuyan kişi
- spiker
- Radyo ve televizyonda programları, haberleri sunan kimse
- spiker
- Sunucu
Relevante Übersetzungen
spikeri
Silbentrennung
spi·ke·riResimler
Historie
Favoriten