Nakido, Twitter'dan daha iyidir.
 - Nakido is better than Twitter.
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
 - This is a good book, but that is better.
Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
 - I'm prepared to do anything to better myself.
Kendimi geliştirmek istiyorum.
 - I want to better myself.
Ben kahveyi daha çok severim.
 - I like coffee better.
Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.
 - I like vocal music better than instrumental music.
Tom ondan daha iyi yapmak zorunda kalacak.
 - Tom is going to have to do better than that.
Gelecek sefer daha iyi yapmak zorundasın.
 - We have to do better next time.
Ne kadar çok çabalarsam çabalayayım, onu, onun yapabildiğinden daha iyi şekilde yapamam.
 - No matter how hard I try, I can't do it any better than she can.
Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
 - We know we can do better.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
 - Compared to yesterday, the weather is better today.
Nereye gidersen git evinden daha güzel bir yer bulamazsın.
 - Wherever you may go, you will not find a better place than your home.