someone who offers opposition

listen to the pronunciation of someone who offers opposition
Englisch - Türkisch

Definition von someone who offers opposition im Englisch Türkisch wörterbuch

opponent
muhalif

Acımasız hükümetler sık ​​sık siyasi muhaliflerini cezaevine sokarlar. - Tyrannical governments frequently put their political opponents in prison.

Kamuoyu, destekçiler ve muhalifler olarak keskin bir şekilde bölündü. - Public opinion has been sharply divided into supporters and opponents.

opponent
{i} rakip

Rakiplerinizi küçümsemeyin. - Don't underestimate your opponents.

Partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü. - At the party, one of his political opponents humiliated him in the presence of many guests.

opponent
{s} karşıt

Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar. - Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.

opponent
{s} karşı

Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar. - Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.

Onun rakibine karşı bir şansı yok. - He doesn't stand a chance against his opponent.

opponent
karşıki
opponent
(Dilbilim) karşıtdaş
opponent
(Dilbilim) karşıçıkan
opposer
düşman
opponent
{s} zıt
opponent
{i} düşman
Adversary
(Askeri) karşıt düşman, rakip (a person or group that is oppsed to an Army force mission but is not engaging Army forces in combat operations)
opponent
(Askeri) MUHALİF, RAKİP
opponent
{i} karşı taraf
opponent
{i} aleyhtar
resister
direnişçi
Englisch - Englisch
Adversary
resister
opponent
Antagonist
opposer
someone who offers opposition

    Silbentrennung

    some·one who offers op·po·si·tion

    Türkische aussprache

    sʌmwʌn hu ôfırz äpızîşın

    Aussprache

    /ˈsəmˌwən ˈho͞o ˈôfərz ˌäpəˈzəsʜən/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ˈɔːfɜrz ˌɑːpəˈzɪʃən/
Favoriten