Englisch - Türkisch
Definition von someone who has insufficient assets to cover their debts im Englisch Türkisch wörterbuch
- bankrupt
- {i} iflas
Bu iflasımızı sunmak zorunda olduğumuz anlamına mı geliyor?
-Does this mean that we have to file bankruptcy?
Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.
-My father's company is on the verge of bankruptcy.
- bankrupt
- {i} iflas etmiş kimse
- bankrupt
- {s} iflas etmiş
- bankrupt
- borcunu ödeyememiş
- bankrupt
- {f} iflas et
Onun iflas ettiği doğrudur.
-It is true that he went bankrupt.
Yüksek vergi ve kötü satış şirketi iflas ettirdi.
-High tax and poor sales bankrupted the company.
- bankrupt
- müflis
- bankrupt
- batkın
- bankrupt
- batmış
Yetenekli maliye bakanının yaratıcılığı batmış ulusunun kurtulması için yardımcı oldu.
-The talented finance minister's ingenuity has helped his bankrupt nation to get out of the red.
- bankrupt
- iflas etmiş kişi
- bankrupt
- iflas ettir
Yüksek vergi ve kötü satış şirketi iflas ettirdi.
-High tax and poor sales bankrupted the company.
- bankrupt
- s., i. iflas etmiş, batkın, müflis. f. iflas ettirmek, batırmak
- bankrupt
- müflis iflas etmiş olan iflas ettirmek
- bankrupt
- {f} iflas ettirmek
- bankrupt
- {f} batırmak
- bankrupt
- {f} mahvetmek
- bankrupt
- (fiil) iflas ettirmek, batırmak, mahvetmek, çökertmek
- bankrupt
- {s} mahvolmuş
Relevante Übersetzungen
someone who has insufficient assets to cover their debts
Silbentrennung
some·one who has in·suf·fi·cient as·sets to co·ver their debtsTürkische aussprache
sʌmwʌn hu hız însıfîşınt äsets tı kʌvır dher detsAussprache
/ˈsəmˌwən ˈho͞o həz ənsəˈfəsʜənt ˈaˌsets tə ˈkəvər ˈᴛʜer ˈdets/ /ˈsʌmˌwʌn ˈhuː həz ɪnsəˈfɪʃənt ˈæˌsɛts tə ˈkʌvɜr ˈðɛr ˈdɛts/
Resimler
Favoriten