someone or something which rubs

listen to the pronunciation of someone or something which rubs
Englisch - Türkisch

Definition von someone or something which rubs im Englisch Türkisch wörterbuch

rubber
kauçuk

Kauçuk kauçuk ağacının özünden imal edilir. - Rubber is made from the sap of the rubber tree.

Lateks, kauçuk ağaçlarından gelen doğal bir maddedir. - Latex is a natural ingredient that comes from rubber trees.

rubber
lastik

Tom ve Mary her ikisi de lastik eldiven giyiyorlardı. - Tom and Mary were both wearing rubber gloves.

Bu sabah cebime koyduğumda bu lastik bandın işe yarayacağını asla düşünmedim. - I never thought this rubber band would come in handy when I put it in my pocket this morning.

rubber
ıstampa
rubber
üç oyundan ikisini kazanma
rubber
berabere kalınca kazananı belirlemek için oynanan oyun
rubber
kaput
rubber
lastik ayakkabı
rubber
ovucu
rubber
{i} prezervatif

Üzgünüm, bir prezervatif olmadan onu yapmayacağım. - Sorry, I won't do it without a rubber.

rubber
{i} perdah taşı
rubber
{i} ovma bezi
rubber
{i} sürtünen parça [müh.]
rubber
berabere kalınca kazananı belirlemek için oy
rubber
{i} temizlik bezi
rubber
{i} silgi

Kalemliğimde bir silgim var. - In my pencil case, I have a rubber.

Silgini kısa süreliğine ödünç alabilir miyim? - Can I borrow your rubber for a moment?

rubber
kau

Senin şekerli çöreklerinin kauçuk kıvamına sahip olduğunu söylediğim için üzgünüm. - I'm sorry to say that your madeleines have the consistency of rubber.

Araba lastikleri sentetik kauçuktan yapılır. - Tires are made from synthetic rubber.

rubber
{i} tellâk
Englisch - Englisch
rubber
someone or something which rubs

    Silbentrennung

    some·one or some·thing which rubs

    Türkische aussprache

    sʌmwʌn ır sʌmthîng hwîç rʌbz

    Aussprache

    /ˈsəmˌwən ər ˈsəmᴛʜəɴɢ ˈhwəʧ ˈrəbz/ /ˈsʌmˌwʌn ɜr ˈsʌmθɪŋ ˈhwɪʧ ˈrʌbz/
Favoriten