sokulgan

listen to the pronunciation of sokulgan
Türkisch - Englisch
{s} gregarious

Tom's a very gregarious person. - Tom çok sokulgan bir kişidir.

Mary is very gregarious while Tom is quite antisocial. - Tom oldukça antisosyal iken Mary çok sokulgandır.

social
sociable
amiable
sociable, friendly, companionable, convivial, affable, gregarious
ingratiating

Ingratiating behaviour can be really annoying. - Sokulgan davranış gerçekten can sıkıcı olabilir.

friendly
affable
sociable, companionable, friendly
folksy
companionable
friendster
penetrative
sokulgan kimse
a good mixer
sokulgan kimse
mixer
sokulgan olmayan
unfriendly
sokulgan olmayan
unsocial
sokulgan olmayan
uncompanionable
sokulgan olmayan
unsociable
Türkisch - Türkisch
Kısa sürede insanlarla kaynaşıp dost olabilen, kendini çabucak sevdiren: "Kaçırmaktan korkar gibi pek hafif adımlar, pek sokulgan nazarlarla ona doğru yürüdü."- R. H. Karay
Kısa sürede insanlarla kaynaşıp dost olabilen, kendini çabucak sevdiren
civelek
sokulgan
Favoriten