Kızarmaktan kendimi alamadım.
- I couldn't help blushing.
Tom kızarmaktan kendini alamadı.
- Tom couldn't help but blush.
Utanmak zorunda olduğun bir şey yok.
- There is nothing you have to be ashamed of.
İlk bakışta, Tom'un önerisi mümkün görünüyordu.
- At first blush, Tom's suggestion seemed feasible.
Tom kızarmaktan kendini alamadı.
- Tom couldn't help but blush.
İnsan yüzü kızaran tek hayvandır. Ya da kızarması gereken.
- Man is the only animal that blushes. Or needs to.