schwierigkeit

listen to the pronunciation of schwierigkeit
Deutsch - Türkisch
en {'şvi: rihkayt} e zorluk, güçlük
zorlukta
zorluk çekme
zorluk derecesi
müşkülat
güçlük
Englisch - Türkisch

Definition von schwierigkeit im Englisch Türkisch wörterbuch

difficulty
güçlük

Yaşlı kadın merdivenleri güçlükle tırmandı. - The old woman climbed the stairs with difficulty.

Soyut modern sanatı anlamada güçlük çekiyorum, özellikle Mondrian. - I have difficulty understanding abstract modern art, especially Mondrian.

difficulty
zorluk

Planı gerçekleştirmede biraz zorlukla karşılaşacaksınız. - You'll find some difficulty carrying out the plan.

Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik. - We had much difficulty in finding the bus stop.

difficulty
{i} sorun

Ben bu sorunu güçlükle çözdüm. - I solved this problem with difficulty.

Biz zorluk olmadan sorunun üstesinden gelebiliriz. - We can get over the problem without difficulty.

arduousness
çetinlik
arduousness
güç oluş
arduousness
güçlük
arduousness
{i} ağırlık
arduousness
{i} zorluk
difficulty
{i} sıkıntı

Ben İngiltere'deyken İngilizce konuşmakta büyük sıkıntı yaşadım. - When I was in England, I had great difficulty trouble in speaking English.

Herhangi bir sıkıntı içinde misin? - Are you in any difficulty?

difficulty
be in difficulties parasız kalmak
difficulty
{i} külfet
difficulty
güç şey
difficulty
make veya raise a difficulty güçlük çıkarmak
difficulty
{i} meşakkat
difficulty
(isim) zorluk, güçlük, engel, külfet, meşakkat, sorun; sıkıntı