My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
 - Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
Tom is deaf in the left ear.
 - Tom sol kulağından sağırdır.
Helen Keller was blind and deaf.
 - Helen Keller kör ve sağırdı
Helen Keller was blind, deaf and mute.
 - Helen Keller kördü sağırdı ve dilsizdi.
The continual noise deafened us.
 - Sürekli gürültü bizi sağır etti.