sırtı

listen to the pronunciation of sırtı
Türkisch - Englisch

Definition von sırtı im Türkisch Englisch wörterbuch

sırt
back

I have a bad pain in my back. - Sırtımda kötü bir ağrım var.

Sea otters love to eat clams while swimming on their backs. - Deniz samuru, sırtüstü yüzerken istiridye yemeyi seviyor.

sırt
{i} ridge

It's very pleasant to live in a beautiful city at the foot of a mountain ridge. - Bir dağ sırtı eteğinde güzel bir şehirde yaşamak çok hoştur.

sırtı kavi
1. (someone) who has a strong back. 2. (someone) who's supported by powerful friends. 3. warmly clad, thickly clad
sırtı kaşınmak
to itch for a beating, ask for it, be cruising for a bruising
sırtı pek
warmly clad, thickly clad
sırtı semer şeklindeki balık
saddleback
sırtı sıra one after
the other, in succession
sırtı tutulmak
crick one's back
sırtı yere gelmek
to be defeated
sırtı yere gelmek
to be overcome
sırtı yufka
lightly dressed
lastik sırtı
tread
sırt
(İnşaat) hip
sırt
edge
sırt
hillside
sırt
backing
sırt
(Tıp) dorsum
sırt
(Otomotiv) tread

When a tire loses its tread, it's time to buy a new one. - Bir lastik sırtını kaybederse, yeni bir tane alma zamanıdır.

video sırtı
(Bilgisayar) video spine
sırt
dorsal
Sırt
retreaded
balık sırtı
(textile) Herringbone
balık sırtı desen
(textile) Herringbone
balık sırtı deseni
(textile) Herringbone
balık sırtı kumaş deseni
(textile) Herringbone
bıçak sırtı kadar fark
a hair-breadth's difference
dağ sırtı
ridge

It's very pleasant to live in a beautiful city at the foot of a mountain ridge. - Bir dağ sırtı eteğinde güzel bir şehirde yaşamak çok hoştur.

kart sırtı
card back
kemer sırtı
extrados
kitap sırtı
back
kitap sırtı
(Kitap) bookback
kubbe sırtı
extrados
sırt
back, dorsal side (of a person or animal)
sırt
ridge, upper part (of a hill or mountain)
sırt
back; ridge; dorsal
sırt
dors
sırt
spine (of a book)
sırt
saddle

Before getting on a horse, you usually put a saddle on its back. - Bir ata binmeden önce, genellikle onun sırtına bir eyer koyarsın.

sırt
blunt side (of a cutting implement)
sırt
dorso
sırt
(dağ) shoulder
sırt
arete
timsah sırtı çatlama
alligator crack
timsah sırtı çatlama
alligator cracking
timsah sırtı çatlaması
alligator cracking
Türkisch - Türkisch

Definition von sırtı im Türkisch Türkisch wörterbuch

sırtı pek
Kalın giyinmiş
sırtı sıra
Birinin arkasından, izinden
sırtı yufka
Etkili, güçlü veya makam sahibi bir dayanağı, arkası veya yakını olmayan (kimse)
sırtı yufka
İnce giyinmiş
sırt
eğin
bıçak sırtı
Bıçağın keskin olmayan ters yanı
bıçak sırtı
Çok az fark, çok yakın aralık
dalga sırtı
Dalganın iki yanındaki çukurlar arasındaki yüksek kesimi
sırt
Üst, arka
sırt
insanın üstü
sırt
Giyilen elbise
sırt
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm
sırt
insanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı
sırt
Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm: "Arabacı katırın sırtına binmiş."- F. R. Atay. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm
sırt
Dağların veya tepelerin üst bölümü: "Beşiktaş sırtları pırıl pırıl, aradaki boğaz parçası masmaviydi."- O. V. Kanık. İnsanın üstü: "Ona ikinci rastlayışımda sırtında bir pardösü vardı."- H. Taner
sırt
Elbise, giyecek
sırt
Kesici araçların kesmeyen kenarı
sırt
İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm
sırt
Dikilmiş veya ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm
sırt
Dağların veya tepelerin üst bölümü
sırt
Bir şeyin üstü, üst bölümü