Portekiz'in Fransız büyük elçisidir.
- She's the French ambassador to Portugal.
Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
- He was ambassador to the United Nations.
Büyükelçi bu gece Japonya'dan ayrılıyor.
- The ambassador is leaving Japan tonight.
Pablo Neruda 1971'de Şili'nin Fransa büyükelçisiydi.
- Pablo Neruda was Chile's ambassador to France in 1971.
Tom her zaman örnek bir hükümete olumlu baktı.
- Tom has always favored representative government.
Birleşmiş Milletlerin büyük elçisiydi.
- He was ambassador to the United Nations.
O, Haiti büyük elçisidir.
- He's the ambassador to Haiti.
Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir.
- Representative democracy is one form of government.
Bizim milletvekili yeni vergi planına karşı çıktı.
- Our representative argued against the new tax plan.