relating to an office, conducive

listen to the pronunciation of relating to an office, conducive
Englisch - Türkisch

Definition von relating to an office, conducive im Englisch Türkisch wörterbuch

official
memur

Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi. - The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.

Gümrük memurları kutuları inceledi. - The customs officials examined the boxes.

official
resmi

Resmî evrakları imzalayamadı. - He could not sign official papers.

Onun resmî iş görevleri nelerdir? - What are his official job duties?

official
yetkili

Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı. - Canadian officials weighed the supplies of each man.

Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti. - He asked the officials to lift the ban.

official
(isim) memur
official
(Tıp) ofisiyal
official
resmi memur
official
görevli

Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek. - Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.

Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi. - A customs official asked me to open my suitcase.

official
(Spor) hakem
official
resmi yetkili
official
(Kanun) resmi sıfatı haiz
official
memurlar

Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler. - Government officials inspected all factories.

Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar. - The customs officials searched the whole ship.

official
(Tıp) Tıp heyeti tarafından tasdik ve kabul olunmuş (ilaç), officialis
official
memuriyete ait
official
kırtasiyecilik
official
{s} devlet

Amerika Birleşik Devletlerinin Burmaya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdi. - The United States has officially ended economic sanctions against Burma.

Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler. - Government officials inspected all factories.

official
officiallyresmen
official
officialdom memur sınıfı
official
memura yakışır
Englisch - Englisch
{a} official
relating to an office, conducive
Favoriten