Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
 - I assume you are willing to take the risk.
O,o kediye bakmak için istekliydi.
 - He was willing to care for that cat.
Gönüllüler koalisyonu.
 - The coalition of the willing.
Tom Mary'nin ona gitarını vermek için gönüllü olacağını düşünmüyor.
 - Tom doesn't think Mary would be willing to lend him her guitar.
Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
 - If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.
 - I assume you are willing to take the risk.
Tom Mary için neredeyse her şeyi yapmaya hazır.
 - Tom is willing to do almost anything for Mary.
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
 - She was always willing to help people in trouble.
Onu hala bedava yapmaya razıyım.
 - I'm still willing to do that for free.
Onu yapmak için dünden razı olurdum.
 - I would be more than willing to do that.
If my boyfriend isn't willing to change his drinking habits, I will split up with him.