Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?
- Reporter: Did you buy her a kitten?
O, ona nerede yaşadığını sordu.
- He asked her where she lived.
Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.
- Emi ordered herself a new dress.
Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
- The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.
Onu Kaliforniya'ya gönderiyorum.
- I'm sending her to California.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Onun elleri buz kadar soğuktu.
- Her hands were as cold as ice.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
- She said NO to herself. She said YES aloud.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Seni ondan daha çok seviyorum.
- I love you more than her.