pilav

listen to the pronunciation of pilav
Türkisch - Englisch
(Gıda) rice dish
pilaff
rice

I usually eat rice with chopsticks. - Pirinç pilavını genellikle çubuklarla yerim.

Tom eats at least three bowls of rice every day. - Tom her gün en az üç kase pirinç pilavı yer.

cooked rice

I don't want cooked rice. - Ben pilav istemiyorum.

rice, pilaf, pilaff
pilaw
pilau
etli pilav
(Gıda) pilaf with meat
sade pilav
(Gıda) plain pilaf
balık ve yumurtalı pilav
kedgeree
bir porsiyon pilav daha lütfen
One more order of rice please
bulgur pilav
(Gıda) pilaf with burghul
hem şamdan paklandı, hem pilav yağlandı
(Konuşma Dili) We've killed two birds with one stone
papaz bir kere pilav yer
(deyim) christmas come but once a year
papaz her gün pilav yemez
(Atasözü) 1. Don't ask a person to do something too often, or he'll get fed up and refuse to do it at all. 2. Things can't always go the way you'd like them to
Türkisch - Türkisch
Genellikle pirinçten veya bulgurdan yapılan bir yemek: "Servis tabağını pilavla doldurdu, tepesine de kale burcu gibi etleri dikti."- M. İzgü
Genellikle pirinçten veya bulgurdan yapılan bir yemek
(Osmanlı Dönemi) BİRİNC
hamsili pilav
Hazırlanan iç pilâvın üzerine ayıklanıp temizlenmiş hamsilerin konulması ve fırında pişirilmesiyle yapılan bir tür pilâv
pilav
Tavla zarı büyüklüğünde doğranmış kuzu ciğeri, fıstık, pirinç, kuş üzümü, yağ ve baharat kullanılarak pişirilen bir pilâv türü
perdeli pilav
Tavuk eti, badem içi, pirinç, kuş üzümü, un ve yumurta kullanarak hazırlanan bir pilâv türü
örgülü pilav
Tavuk ve tavuk ciğerinin kısık ateşte pişirilmesinden sonra pirinç, tereyağı, fıstık, un ve yumurta karışımıyla hazırlanan bir pilâv türü
pilav
Favoriten