Bu ilaç, mucizevi iyileştirici güçleriyle bilinir.
 - This medicine is known for its miraculous healing powers.
Tom'un hayatta kalması mucizevi kabul edildi.
 - Tom's survival was considered miraculous.
Prag mucize eseri olarak on dördüncü yüzyılda vebadan kurtuldu.
 - Miraculously, during the fourteenth century, Prague was spared from the Black Death.
Mucize eseri olarak hayatta kaldı.
 - He miraculously survived.