Englisch - Türkisch
Definition von perceived, beheld, skilled, versed im Englisch Türkisch wörterbuch
- seen
- görülen
O gün görülen bir dolunaydı.
-It was a full moon that was seen that day.
Gökyüzünde görülen bir sürü yıldız vardı.
-There were a lot of stars seen in the sky.
- seen
- gözükmek
- seen
- görülmek
Onunla görülmek istemiyorum.
-I don't want to be seen with him.
Onlarla görülmekten utanmam.
-I am not ashamed to be seen with them.
- seen
- {f} gör
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
-I turned off the TV because I had seen the movie before.
Son zamanlarda onu görmedim
-I have not seen him lately.
- seen
- görüldü
Gökyüzünden görüldüğünde,ada çok güzeldi.
-Seen from the sky, the island was very beautiful.
Ben camı kırarken görüldüm.
-I was seen to break the window.
- seen
- f., bak. see 1
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von perceived, beheld, skilled, versed im Englisch Englisch wörterbuch
- {a} seen
perceived, beheld, skilled, versed
Aussprache
Resimler
Historie
Favoriten