Market tıka basa doluydu.
 - The market was packed.
Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
 - This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
Tom mutfak lavabosu hariç her şeyi paketlemiş gibi görünüyor.
 - Tom seems to have packed everything but the kitchen sink.
Çantaların paketlendi mi?
 - Are your bags packed?
Bu mekan hıncahınç dolu.
 - This place is packed.
Konferans salonu hıncahınç dolu.
 - The auditorium is packed.
Ben ambalajsız ya da 1 kilogramlık torbalarda paketlenmiş olarak pirinç satarım.
 - I sell rice in bulk or packed in 1 kilogram bags.
Hepiniz paketlenmiş ve hazır mısınız?
 - Are you all packed and ready?