past of live

listen to the pronunciation of past of live
Englisch - Türkisch

Definition von past of live im Englisch Türkisch wörterbuch

lived
yaşamış

Ben Beethoven'ın şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci olduğunu düşünüyorum. - I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.

O şu ana kadar yaşamış büyük bir müzisyendir. - He is as great a musician as ever lived.

lived
yaşayan

Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler. - My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake.

Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi. - He despised those who lived on welfare.

lived
yaşadı

O, ona nerede yaşadığını sordu. - He asked her where she lived.

Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun? - Did you know that some foxes lived on this mountain?

Englisch - Englisch
lived
past of live
Favoriten