I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
 - Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
Do you know how to play mahjong?
 - Mahjong oynamayı biliyor musun?
I like playing football.
 - Futbol oynamayı severim.
Certainly, I like playing cards.
 - Kesinlikle,kart oynamayı severim.
He used to play poker with us.
 - O, bizimle poker oynardı.
She didn't want him to play poker.
 - O, onun poker oynamasını istemedi.
I'm feeling a little frisky.
 - Kendimi biraz oynak hissediyorum.
You think you can toy with me, but I don't play games.
 - Benimle oynayabileceğini düşünüyorsun ama ben oyun oynamam.
Don't toy with her affections.
 - Onun duyguları ile oyun oynama.
Bill often plays with toys by himself.
 - Bill genellikle tek başına oyuncakları ile oynar.
The children played with toy blocks.
 - Çocuklar oyuncak bloklarla oynadılar.