İyimserlik için çok az sebep var.
 - There's little cause for optimism.
İyimserlik için neden var.
 - There's reason for optimism.
Sen aşırı iyimser bir kızsın.
 - You're an overly optimistic girl.
Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.
 - This business plan of yours seems almost too optimistic. All I can say is I hope it's more than just wishful thinking.
took an optimistic view.