one who is unduly anxious about trifles

listen to the pronunciation of one who is unduly anxious about trifles
Englisch - Türkisch

Definition von one who is unduly anxious about trifles im Englisch Türkisch wörterbuch

fuss
{i} yaygara

Hakkında böylesine bir yaygara yapacak bir şey yok. - There's nothing to make such a fuss about.

Boşu boşuna yaygara yapmayı bırak. - Stop making a fuss over nothing.

fuss
{i} telaş

Oldukça telaşlısın, değil mi? - You're quite fussy, aren't you?

Tom telaşlı bir bebekti. - Tom was a fussy baby.

fuss
{i} velvele
fuss
{i} ıvır zıvır bolluğu
fuss
ortalığı velveleye vermek
fuss
can sıkmak
fuss
sinirlendirmek
fuss
gürültü patırtı
fuss
gereksiz yere telaşlanmak
fuss
{f} ufak meseleleri sorun yapmak; ufak şeyler yüzünden telaşa düşmek
fuss
{f} telaşlandırmak
fuss
{i} gereksiz telaş/heyecan/öfke
fuss
sızlan mak
fuss
kdili telâşlı veya yaygaracı kimse
fuss
fuss telaşlan/sinirlendir
fuss
{i} karışıklık
fuss
{f} özen göstermek
fuss
{f} titizlenmek
Englisch - Englisch
fuss
one who is unduly anxious about trifles

    Silbentrennung

    one who I·s un·du·ly anx·ious a·bout trifles

    Türkische aussprache

    hwʌn hu îz ınduli ängkşıs ıbaut trayfılz

    Aussprache

    /ˈhwən ˈho͞o əz ənˈdo͞olē ˈaɴɢksʜəs əˈbout ˈtrīfəlz/ /ˈhwʌn ˈhuː ɪz ənˈduːliː ˈæŋkʃəs əˈbaʊt ˈtraɪfəlz/
Favoriten