one who forges, makes, of forms; a fabricator; a falsifier

listen to the pronunciation of one who forges, makes, of forms; a fabricator; a falsifier
Englisch - Türkisch

Definition von one who forges, makes, of forms; a fabricator; a falsifier im Englisch Türkisch wörterbuch

forger
kalpazan

O, arkadaşlarıma kalpazanlığı gösterdi. - He showed the forgery to my friends.

forger
benzetici ressam
forger
düzmeci
forger
benzeti ressamı
forger
{i} taklitçi
forger
{i} bir şeyin sahtesini yapıp orijinal olduğunu ileri süren kimse
forger
sahtekârlık eden kimse
forger
demir döven kimse
forger
sahte imza atan kimse
forger
{i} demirci
forger
{i} sahtekâr

Uzmanlar belgenin bir sahtekarlık olduğuna karar verdiler. - The experts decided the document was a forgery.

forger
{i} sahteci

Bu tablo bir sahtecilik. - This painting is a forgery.

forger
{i} mucit
forger
{i} imza taklit eden kimse
Englisch - Englisch
forger
one who forges, makes, of forms; a fabricator; a falsifier
Favoriten