oltan

listen to the pronunciation of oltan
Türkisch - Englisch
of fishing
olta
{i} fishing line

The fisherman cast the fishing line into the water. - Balıkçı oltayı suya fırlattı.

olta
fishing rod

He knows how to fish with a fishing rod. - O, oltayla nasıl balık tutacağını biliyor.

There’s a new long fishing rod in the shop. - Mağazada yeni bir uzun balık oltası var.

olta
line

The public bought it hook, line and sinker, didn't they? - Halk olta iğnesi, olta ve olta kurşunu aldı, değil mi?

The fisherman cast his line into the water. - Balıkçı oltasını suya fırlattı.

olta
(Spor) ligne
olta
angle
olta
(sinek takılı) fly rod
olta
fishhook
olta
barb
Türkisch - Türkisch
Ayakkabının yere basan veya iç tarafına dikilen parça
Eskiyen ayakkabı ve yemeni altına vurulan pence
olta
Hile, düzen, oyun, yem
olta
Genellikle, bir olta takımının ava hazır bütününe verilen ad
olta
Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik: "Oltanın ucuna bir şeyler takılmış olmalıydı."- T. Buğra
olta
Hile, düzen, oyun, yem: "Ankara'nın sorumluları bu oltanın yabancısı değillerdi."- T. Buğra
olta
Balık avlamada kullanılan, ucuna çengelli iğne takılı, çoğunlukla at kuyruğu kılından olan veya naylon tellerden yapılmış iplik