He has given up running in order to focus on the long jump.
- Uzun atlamaya odaklanmak için koşmaktan vazgeçti.
Focus on one thing and do it well.
- Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.
Tom tried to stay focused.
- Tom odaklanmaya çalıştı.
He focused on his studies.
- Çalışmalarına odaklandı.
Tom had trouble focusing.
- Tom'un odaklanma sorunu vardı.
Tom had trouble focusing on what needed to be done.
- Tom neyin yapılması gerektiği konusuna odaklanmakta sorun yaşadı.
I need you to stay focused.
- Odaklanmış kalmanı istiyorum.
Tom and Mary both wanted to focus more on their careers.
- Tom ve Mary her ikisi de kariyerlerine daha fazla odaklanmak istediler.