My father had never been abroad until then.
- O zamana kadar babam hiç yurt dışında bulunmadı.
Until then, we are postponing the execution.
- O zamana kadar, infazı erteliyoruz.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.
We will start at two o'clock if it has stopped raining by that time.
- O zamana kadar yağmur durursa biz saat ikide başlayacağız.
I found all the shops closed by that time.
- O zamana kadar bütün dükkanları kapalı buldum.
We'll just have to wait till then.
- Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.
Not till then did I realize the danger of the situation.
- O zamana kadar durumun tehlikesini fark etmedim.