Karım uzaktayken zor durumdaydım.
 - I am inconvenienced when my wife is away.
O, otelden çok uzakta değildir.
 - It is not far away from the hotel.
Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
 - He had no choice but to run away.
Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor.
 - Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.
Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var.
 - Tom has some money stashed away.
Uzak bir yere gidelim.
 - Let's go somewhere far away.
Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.
 - I want a boat that'll take me far away from here.
Lütfen buradan uzaklaş ve canımı sıkmayı bırak.
 - Please go away and stop annoying me.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
 - I slept the whole afternoon away.