Kale restore edildi ve halka açık.
 - The castle has been restored and is open to the public.
Halka açık yerleri temiz tutalım.
 - Let's keep public places clean.
Kamusal alanda onunla dalga geçmek iyi değil.
 - It is not good to ridicule him in public.
Avrupa'da kamusal alanın yokluğu gitgide daha fazla hissediliyor.
 - The lack of a public sphere in Europe is being felt more and more keenly.
Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
 - The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
Bu ulusal hazine yılda yalnızca bir kez halk tarafından görülebilir.
 - This national treasure can be seen by the public only once a year.
Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.
 - A fan page is always public.
Bir veri yapısının tüm bileşenleri varsayılan olarak herkese açıktır.
 - All the elements of a data structure are public by default.
Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.
 - Couples don't usually hold hands in public here.
Bu binada genel tuvalet var mı?
 - Are there public restrooms in this building?
Çevrimiçi yaptığın bir şeyin aleni olduğunu varsaymalısın.
 - You should assume that anything you do online is public.