I am engaged in a new business.
- Yeni bir işle meşgulüm.
He is engaged in medical research.
- Tıbbi araştırmayla meşgul.
The villagers are occupied mainly with fishing.
- Köylüler özellikle balıkçılık ile meşguldürler.
The rooms are all occupied.
- Odaların hepsi meşguldü.
My mother is busy preparing supper.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
She is as busy as a bee.
- O bir arı kadar meşguldür.
He was so intent on money-making that he had no time to think of anything else.
- Para kazanmayla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünecek vakti yoktu
Tom isn't any busier than anybody else.
- Tom başka birinden daha meşgul değildir.
He's busier than Taro.
- O Taro'dan daha meşguldür.
Her hands are full taking care of the baby.
- Onun elleri bebekle ilgilenmekle meşgul.
You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
- Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.
I'm so busy I can't attend the party.
- O kadar meşgulüm ki partiye katılamam.