müsrifçe

listen to the pronunciation of müsrifçe
Türkisch - Englisch
extravagantly
With lavish expenditure or behaviour
{a} in an extravagant manner
in a rich and lavish manner; "lavishly decorated"
in a wasteful manner; "the United States, up to the 1920s, used fuel lavishly, mainly because it was so cheap
In an extravagant manner; wildly; excessively; profusely
lavishly, in a profligate manner; in a costly manner; excessively
in a wasteful manner; "the United States, up to the 1920s, used fuel lavishly, mainly because it was so cheap"
in an abundant manner; "they were abundantly supplied with food"; "he thanked her profusely"
müsrif
{i} prodigal

My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price. - Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

müsrif
extravagant

My salary doesn't allow us to live extravagantly. - Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.

müsrif
{s} lavish

The lavishness of the party amazed everybody. - Partinin müsrifliği herkesi şaşırttı.

müsrif
wasteful
müsrif
{i} profligate
müsrif
{s} unthrifty
müsrif
squander
müsrif
big spender
müsrif
hand-to-mouth
müsrif
spendthrift
müsrif
squandering
müsrif
extravagant, profligate; spendthrift tutumsuz, savurgan
müsrif
profuse
müsrif
improvident
müsrif
spender
müsrif
consumptive
müsrif
inefficient
müsrif
extravagant, prodigal, wasteful, spendthrift
müsrif
thriftless
müsrif
squanderer
Türkisch - Türkisch

Definition von müsrifçe im Türkisch Türkisch wörterbuch

MÜSRİF
(Osmanlı Dönemi) Boş yere malını harcayan, tutumsuz, Allah'ın (C.C.) razı olmayacağı şeylere parasını, malını ve zamanını harcayan
müsrif
(Osmanlı Dönemi) israf eden
müsrif
Tutumsuz, savurgan
müsrif
Tutumsuz, savurgan: "Müsrif zannettiği karısı, evin hayatını, kendisi yokken, en akıllı adamlar gibi zamaneye uydurmuştu."- Ö. Seyfettin
müsrifçe
Favoriten