münhasırlık

listen to the pronunciation of münhasırlık
Türkisch - Englisch
exclusivity
Freedom from competing advertising within a given communications medium enjoyed by one advertiser; requires major space purchases
A debtor in Chapter 11 has the exclusive right to file a plan of reorganization for the first 120 days of the filing Thereafter, unless the period of exclusivity is extended by the court, other parties may file a reorganization plan
Benefits from using the resources accrue only to the owner
Is when an advertiser is given a guarantee that they will be the only advertiser in their product category appearing in a particular magazine, television program etc
The state of being exclusive
The advertiser pays a premium or a major commitment guaranteeing all other competing products will be prohibited from a program or cable network
Space or time given between competitive advertisers’ commercial messages
{i} quality of being exclusive, limitedness; tendency to exclude or shut out
The advertiser pays a premium or a major commitment guaranteeing all other competing products will be prohibited from a program, cable network or other media vehicle
münhasırlık anlaşması
Exclusivity agreement
münhasır
exclusive
münhasır
restricted to, limited to
Türkisch - Türkisch

Definition von münhasırlık im Türkisch Türkisch wörterbuch

MÜNHASIR
(Osmanlı Dönemi) Yalnız bir kimseye veya bir şeye mahsus olan
MÜNHASIR
(Hukuk) ye özgü, ...ye ayrılmış, ...ye mahsus; sınırlanmış, ayrılmış
MÜNHASIR
(Osmanlı Dönemi) (Hasr. dan) Belli bir sınır içinde olup harice tecavüz etmeyen, inhisar eden, her yanı çevrili
münhasır
Sınırlanmış, sınırlı
münhasır
Bir kimse veya bir şey için ayrılmış, mahsus: "Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde, veremliden son derece çekinirdi."- R. N. Güntekin
münhasır
(Osmanlı Dönemi) yalnız bir şeye veya kimseye âit olan, tekelleşmiş olan, mahsus olan, tek bir şeye âit olan, has
münhasır
Bir kimse veya bir şey için ayrılmış, mahsus
münhasırlık
Favoriten