luxuriance; exuberance

listen to the pronunciation of luxuriance; exuberance
Englisch - Türkisch

Definition von luxuriance; exuberance im Englisch Türkisch wörterbuch

luxury
{i} lüks

Lüks içinde yaşarlardı. - They used to live in luxury.

Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi. - Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.

luxury
lüks hayata dalma
luxury
fazla bolluk içinde yaşama
luxury
lüks şey
luxury
çok zevk veren şey
luxury
{i} zevk
luxury
gereksiz/pahalı şey
luxury
konfor
luxury
{i} şatafat
Englisch - Englisch
luxury
luxuriance; exuberance
Favoriten