Burada olduğumuz için şanslıydık.
 - You were fortunate to be here.
Seni tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum.
 - I feel fortunate to have known you.
Allahtan, kimse yaralanmadı.
 - Fortunately, no one was hurt.
Bereket versin ki, hiçbir can kaybı olmadı.
 - Fortunately, no lives were lost.
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
 - Fortunately they had no storms on the way.